🦨 Sosyal Medyanın Olumsuz Etkileri Ile Ilgili Afişler

A364SW. Görselden hareketle sosyal medyanın olumsuz etkileri konusunda defterinize insanları bilinçlendirecek bir afiş hazırlayınız. ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka Sınıf Türkçe Kitabı Cevapları Anıttepe YayınlarıGörselden hareketle sosyal medyanın olumsuz etkileri konusunda defterinize insanları bilinçlendirecek bir afiş SOSYAL MEDYANIN OLUMSUZ ETKİLERİ KONUSUNDA AFİŞ ÖRNEĞİörnekSosyal Medyanın Zararları Afiş Örneği***5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı Cevapları Anıttepe Yayınları Sayfa 230 hakkında söylemek istediklerinizi aşağıdaki yorum alanına yazabilir, emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilirsiniz. Türkçe Ders Kitabı Cevapları ☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER! Teknoloji ve internetin bilinçli olmayan, kontrolsüz bir şekilde kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan, davranışsal bağımlılıklar oyun oynama bozukluğu, kumar oynama bozukluğu, sosyal medyanın ve akıllı telefonun aşırı kullanımı gibi bağımlılık yapıcı alt davranışlarla kendini gösteren bağımlılık türü teknoloji bağımlılığı olarak tanımlanır. Oyun Oynama Bozukluğu Nedir? Dünya Sağlık Örgütüne göre ICD 11 Oyun Oynama Bozukluğu şu özelliklerle tanımlanmaktadır Çevrim içi ya da çevrim dışı oyun oynamanın buna video oyunları da dâhil kişinin hayatında öncelikli yer etmesi, her şeyden daha değerli olması. Kişinin dijital oyun oynama davranışı üzerinde kontrolünü kaybetmesi. Fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak olumsuz sonuçların varlığına rağmen kişinin uzak duramaması. Okula, işe gidememesi, derslerinde, işinde problem yaşaması ve aile yaşamını aksatması. Belirtilen özellikler hem çevrim içi internet üzerinden hem de çevrim dışı oyun oynama davranışlarına bağlı olarak ortaya çıkabilmekte; kişisel, sosyal, ailevi, eğitimsel, mesleki ve diğer yaşamsal alanlarda dikkat çekici bazı bozulmalara yol açabilmektedir. Bir kişide oyun oynama bozukluğunun varlığından söz edebilmek için bahsi geçen davranışların sürekli ve yineleyici olması ve kişide en az 12 ay boyunca gözlenmesi gerekmektedir. Ancak bahsi geçen belirtilerin tamamı görülüyorsa ve gözlenen belirtiler şiddetliyse oyun oynama bozukluğu tanısının konulması daha kısa sürede olabilmektedir. Çevrim İçi/Çevrim Dışı Oyun Oynama Bozukluğu ICD-11’e göre tehlikeli oyun oynama, kişinin kendisinin ya da çevresindekilerin fiziksel ve ruhsal sağlığına zarar verme riskini artıran çevrim içi ya da çevrim dışı oyun oynama olarak tanımlanmaktadır. Kişinin oyunda harcadığı süreyi artırması, oyunun hayatında öncelikli yer etmesi, bununla ilişkili olarak; aile, iş, eğitim gibi sosyal hayatı olumsuz yönde etkilenmesi risk taşımaktadır. Oyun Oynama Bozukluğunun Yol Açtığı Problemler Dünya Sağlık Örgütüne göre oyun oynama davranışı ile ilgili sağlık sorunları sadece oyun oynama bozukluğunun kendisi ile sınırlı değildir. Oyun oynama bozukluğuna eşlik eden yetersiz fiziksel aktivite, sağlıksız beslenme, görme ve işitme problemleri; kas/iskelet problemleri, depresyon, sinirlilik, öfke ve can sıkıntısı gibi birçok probleme yol açmaktadır. OECD’nin 2018 yılında yayımladığı Dijital Çağda Çocuk ve Yetişkinlerin Ruh Sağlığı Geleceği Şekillendirme başlıklı raporuna göre dijital teknolojilerin ve sosyal medyanın aşırı kullanımı özellikle çocuk ve gençler açısından siber zorbalığa uğrama veya beden imajının bozulması gibi sonuçlar da doğurmaktadır. Çocuk ve Gençler Risk Altında UNICEF’in 2017 yılında yayımladığı Dünya Çocuklarının Durumu Dijital Dünyada Çocuk adlı raporda çocukların çevrim içi ortamda karşı karşıya kaldığı riskler üç kategoride ele alınmaktadır İçerik riskleri, iletişim riskleri ve davranış riskleri. İçerik riskleri, çocukların istenmeyen ve uygunsuz içeriklere maruz kaldığı durumları kapsamaktadır. Çocukların internette pornografik ve şiddet unsuru içeren videolarla/resimlerle, sağlıksız veya tehlikeli davranışları savunan web siteleri ile karşılaşması tehlike oluşturmaktadır. İletişim riskleri çocukların yetişkinlerle fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik istismarına yol açacak risk faktörlerini içermektedir. Davranış riskleri ise çocukların riskli içeriğe veya iletişime katkıda bulunacak şekilde davrandığı durumları kapsamaktadır. Çocukların diğer çocuklar hakkında nefret uyandıran materyaller üretmesi, yayımlaması veya dağıtması bu kapsama girmektedir. Tüm bu risk unsurları göz önünde bulundurulduğunda çocukların çevrim içi ortamlarda güvende olmasını sağlayacak bilgi ve becerilerle donatılması önemlidir. Bu bilgi ve beceriler arasında içerik oluşturma ve paylaşım yapmadaki risklerin kavranması, çevrim içi gizliliğin ve kişisel verilerin nasıl korunacağının öğrenilmesi, çevrim içi hoşgörü ve empati becerilerinin geliştirmesi vb. yer almaktadır. Biliyor musunuz? Dünya Sağlık Örgütünün 2018 yılındaki yayınlarına göre oyun oynama bozukluğu oranları ülkeden ülkeye farklılık gösterse de genel nüfustaki yaygınlığı yaklaşık yüzde – yüzde arasında değişiklik göstermektedir. İçinde yaşanılan dijital çağda teknolojinin bilinçli kullanılması büyük önem kazanmıştır. Bu nedenle bu çağın içine doğan çocuk ve gençlerin teknolojiyle bilinçli bir şekilde temas kurmasına özen göstermek gerekmektedir. Türkiye Bağımlılıkla Mücadele TBM Eğitim Programı kaynaklı, Yeşilay’ın önerdiği ekran süreleri aşağıdaki gibidir 0-3 yaş Ekrandan olabildiğince uzak tutulmalıdır. 3-6 yaş Günlük toplam süre en fazla 20-30 dk. 6-9 yaş Günlük toplam süre en fazla 40-50 dk. 9-12 yaş Günlük toplan süre en fazla 60-70 dk. 12+ yaş Günlük toplam süre en fazla 120 dk. Amerikan Psikoloji Derneğinin 2019’da yayımladığı Dijital Kılavuz Çocuklar İçin Sağlıklı Teknoloji Kullanımının Desteklenmesi başlıklı yayında yaş grubu bazında önerilen ekran süreleri ve kullanımları aşağıdaki gibidir 18 ayın altındaki çocuklarda görüntülü sohbet dışında ekrana dayalı medyadan kaçınılması, 18-24 ay arasındaki çocuklarda nitelikli programlar seçilmesi ve ebeveynlerin bu programları çocuklarıyla birlikte izlemesi, 2-5 yaş arası çocuklarda nitelikli programlar seçilmesi ve ekran süresinin günde bir saatle sınırlı olması, 6 yaş ve üstü çocuklarda, medyayı ve medya türlerini kullanmaya ayrılan sürenin tutarlı sınırlar dâhilinde olması. Ne yapmalı? Çocuklarınızı arkadaşları ile doğal yollardan görüşmeleri için yönlendirin, akran grupları içerisinde sosyalleşmesini sağlayın. Çocuklarınızı yetenek ve ilgi alanlarına uygun spor dallarına yönlendirin. Çocuğunuzun arkadaşlık ilişkilerini destekleyin, onları bir araya getirecek aktivite planlayın. Çocuğunuzun bilgisayar kullanımını kontrol edin ve sanal ortamdaki arkadaşlarını tanıyın. Bilgisayarlarınızda güvenli internet uygulamalarının olmasına özen gösterin. Çocuğunuzla birlikte vakit geçirin. Keyif alabileceğiniz aktiviteler planlayın. Ne yapmamalı? Akıllı telefon/tablet vb. gibi teknolojik aletleri çocukları teselli etmek, boş zamanlarını değerlendirmek ve susturmak için kullanmayın. Haftalık çizelgeler oluşturarak buna göre teknolojik alet kullanım planı oluşturun. Sadece ekran süresine odaklanmayın, çocukların kontrolsüz ve uzun süre internet kullanmasını denetleyin. İnternet filtrelerinden destek alınabilir. Yemek ve çay saatlerinde bilgisayar başındaki çocuğa servis yapmayın, size katılması için teşvik edin. Sorumluluklarını onun yerine yüklenmeyin. TV veya internet benzeri teknolojik alet merkezli ev düzeni kurmayın. Teknolojik aletler ortak kullanım alanında olabilir. Akıllı telefon/tablet vb. yoğun kullanımı olmaması için ona görevler verin ve aldığı görevleri yerine getirmesi için çocuğunuzu destekleyin. Çocuğunuza internet kullanımının olumsuz süreçleri hakkında çok fazla mesaj vermeye çalışmayın. Çocuk çok fazla verilen mesajları unutur veya karıştırır. Sık sık aynı cümleleri kurmak sürecin önemini azaltacaktır. Az, doğru ve sizin için en önemli mesajı vermeye çalışın. Çocuğunuza ahlak dersi vermeyin veya eleştirme/suçlama yapmayın. Onun yaşadığı duyguları inkâr etmeyin, anlamaya çalışın. Yaralayıcı mesajlar kullanmaktan kaçının. Yaralayıcı mesajlar kullanıldığında iletişim bozulur ve iletişimin bozulması ile çocuk kendisini savunmaya başlar. Bu savunmalar sonucu çocuk içine kapanır veya sık sık yalan söylemeye başlar. Uzun süreli bilgisayar ve internet kullanımını önleyemiyorsanız mutlaka bir uzmandan destek alın. Dokümanlar Sitede yer alan içerikler hakkında ayrıntılı bilgi almak için aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz. Dijital Ebeveynlik 2019. [Link Dijital Ebeveynlik Yeşilay 101 Soruda Bağımlılık 2019. [Link 101 Soruda Bağımlılık Yeşilay American Psychological Association 2019. Digital guidelines Promoting healthy technology use for children. [Link Organisation for Economic Co-operation and Development 2018. Children & young people’s mental health in the digital age Shaping the future. [Link World Health Organization WHO 2018. Addictive behaviors Gaming disorder. [Link World Health Organization WHO 2021. ICD-11 for Mortality and Morbidity Statistics [Link World Health Organization WHO 2018. Addictive behaviors. [Link World Health Organisation WHO. 2011. Safety and security on the Internet challenges and advances in member states. [Link United Nations Children's Fund 2017. The state of the world’s children Children in a digital World. [Link DokümanlarTeknoloji Bağımlılığı AfişipdfİNDİRTeknoloji Bağımlılığı BroşürüpdfİNDİR Sosyal Medyanın Üzerindeki Etkisi Nedir? Her ne kadar on yıl önce biraz daha fazla inanmak zor olsa da, sosyal medya siteleri inanılmaz derecede nadirdi. Günümüzde sosyal medya modern toplumun yaygın bir parçası ve öyle olsun ya da olmasın, yakın zamanda değişmeye hazır görünmüyor. Günümüzde sosyal medya, daha çok iş yönelimli olmakla birlikte, ilk günlerde her şey, iyi, sosyal bir varlıktır. Sosyal medya da tartışmak için çok kutuplu bir konudur, çünkü insanlar genelde onu sevmek ya da sevmek gibi görünmektedir. Gerçek bir orta zemin yok gibi gözüküyor. Sosyal medya artık gündelik hayatın ortak bir parçası olduğu için, sosyal medyanın düşüncelerimizi, kişiliklerimizi ve davranışlarımızı gerçekten etkileyebileceği kanıtlanmıştır. Bugünkü yazı için, sosyal medyanın davranışlarımız üzerindeki etkisine bakacağız, çünkü biz ve başkalarının nasıl davrandığını, nasıl düşündüğünü, hissettiğini nasıl etkileyebileceğimize bakacağız. Sosyal medya bağımlılık yapabilir Hayatta bazı şeyler kafein, sigara, alkol, çikolata vb, özellikle bazı insanlar için oldukça bağımlılık vardır. Bununla birlikte başka bir çok bağımlılık yapan buluş, sosyal medyadan başka bir şey değildir. Sosyal medya aslında çok bağımlılık yaratıyor ve sonuç olarak insanların düzenli kullanımla birlikte daha çok bağımlılık yapan bir kişiliğe sahip olmalarına neden olabilir. Her gün, sosyal medyada harcanan dakikaların ortalama sayısı her gün yaklaşık 135 dakikadır. Ancak, birçok insan için bu sayı daha da yüksektir. ABD’de, nüfusun% 63’ü günlük olarak günlüğe kaydediyor ve bu kullanıcıların yaklaşık% 40’ı gün boyunca birçok kez oturum açıyor. Bazıları siteyi iş amaçlı kullanırken, genellikle yalnızca can sıkıntısını hafifletme ve zamanı geçirme olarak kullanılır. Daha da endişe duymak, bazı kişilerin yorumları ve “beğenmelerini”, gönderdikleri içerik için olumlu bir takviye biçimi olarak kullanabilmeleri, yani yayınlamayı durdurmanın zor bulabileceği anlamına gelmesidir. Sosyal medya kıskançlık duygularını tetikleyebilir. Kıskançlık bir davranıştan ziyade bir duygu olsa da, kıskançlık ve kırgınlık duyguları bazen insanları bu olumsuz duygulara karşı harekete geçirebilir. Kıskanç ve küskün davranışlar çeşitli şekillerde olabilir. Bazen insanlar diğerlerini basitleştirecekler, diğer durumlarda ise bir yandan yorum yapabilecekler, ya da pasif / saldırgan yorumlar yapabilirler, çünkü söz konusu bireyin çok kıskançlarıdır. Neden kıskanıyorlar? Çünkü kendi hayatlarını başkalarınınkiler ile karşılaştırabilirler. Başarı düzeyimizi veya mutluluğumuzu başkalarınınkilerinkine karşı asla ölçmemeliyiz, çünkü her zaman, kâğıt üzerinde, bizden daha iyi olan insanlar vardır. Aynı zamanda, bizden de çok daha kötü durumlarda insanlar var. Sosyal medya bizi dünyaya çarpık bir görüntü veriyor İş dünyasında, “algı gerçekliktir” çizgisi boyunca bir şeyler söyleyen bir söz vardır. Bu temel olarak, kendinizi / işinizi / hayatınızı nasıl betimlediğinizi, başkalarının sizi nasıl gördüğünü etkileyeceği anlamına gelir. Bu nedenle, sosyal medya insanlara dünyaya çok çarpık bir bakış açısı kazandırabilir. Bunun nedeni, sosyal medyanın insanların gönderdikleri bilgileri ve görüntüleri filtrelemesine izin vermesidir. Çoğu zaman, insanlar sadece iyiliğe odaklanacak ve bu yüzden kötüyü çıkartacaktır. Bazı insanların sosyal medya profillerine göre giderseniz, yaşamda mutlu olduklarını ve içeriğin olduğu izlenimini edinirsiniz, gerçekte gerçeği tam tersi olabilir. Görünüşte olumlu içeriklerin bu türden bir akışını, yüksek insanın başarılarını ve zayıflıklarını gizleyerek insanlara dünyaya çarpık bir bakış açısı verebilir. Sosyal medya dünyasında, orada insanların büyük çoğunluğu mutlu, başarılı ve görünüşte mükemmel hayatlar yaşıyorlar. Gerçek şu ki, bazen tam tersi tam tersidir. Başarısız olmak sorun değil, kusurlarımızı ve kusurlarımızı kabul etmemize rağmen, sosyal medya genellikle bu bilgi ile çelişir ve bize tam tersini söyler. Sosyal medya vücut dismorfisi ve yeme bozuklukları ile sonuçlanabilir Sosyal medyanın davranışımızı nasıl etkileyebileceği ve etkileyebileceğinin bir sonraki örneği, özellikle genç nesiller için doğrudur. Sosyal medyada, özellikle daha fazla görüntü odaklı siteler, oradaki posterlerin% 90’ı inanılmaz bir şekilde, iyi giyimli, olabildiğince mutlu ve pratikte mükemmelmiş gibi görünüyor. Genç bir gencin bedenlerinde ve hormon salgılarında meydana gelen değişimlerle başa çıkmak için, her yerde sıvanmış bu mükemmel görünümlü fitness modellerini görmek bazen kendilerini daha kötü hissettirebilir. Pek çok beslenme alışkanlığı ve vücut dismorfisi sorunlarının sosyal medyadan kaynaklandığı düşünülmektedir. Davranış açısından bu, insanların yeme bozukluğu geliştirmelerine, tasarımcı kıyafetleri ve makyajlarına sahip olmadıkları parayı harcamalarına ve aşırı derecede egzersiz yapmaya, ya da daha da kötüye gitmelerine neden olabilir. Gündelik hayatınızda sosyal medya kullanımı, zamanımızın önemli bir bölümünü almaktadır. Doğru kullanıldığı takdirde farklı birçok faydası bulunan sosyal medya siteleri, kararında ve yanlış kullanımlar sonucunda farklı zararları da beraberinde getirmektedir. Sosyal medyanın iletişim becerilerine olumsuz etkileri başlıklı bu yazımızda, bu mecraların iletişim konusunda insanlara vermiş olduğu zararlar hakkında bilgiler paylaştık. Sosyal medyanın iletişim becerilerine olumsuz etkileri İnsanların daha az konuşmasına neden oluyor Çok konuşmak hiçbirimizin istemeyeceği bir durum olsa da, genel sohbet ortamlarında sosyal medyada vakit geçirmekten vazgeçmeyen kişiler sevdikleri ile sohbet etmek yerine böyle bir ortamda dahi vaktinin önemli bir kısmını bu ortamlara harcamaktadır. Bu durum ise özellikle bizim toplumumuz için önemli bir kavram olan muhabbet kavramının, içinin boşalmasına neden olmaktadır. İnsanların günümüz şartlarında daha az bir araya gelmesine rağmen, birlikte geçirecekleri zaman içerisinde de sosyal medyaya vakit ayırmaları büyük bir iletişim kopukluğunun ortaya çıkmasına ve insanların birbiriyle daha az konuşmasına neden olmaktadır. Konuşma stilinde değişiklik Vakitlerinin önemli bir bölümünü sosyal medya sitelerinde geçiren insanlar, fikir belirtmeleri gereken bir konuda dahi çok kısa açıklamalar yaparak konuyu geliştirmeye çalışmaktadır. Özellikle genç nesil kendilerine sorulan sorulara kısa cevapları verdikleri gibi, kendi dillerine ait konuşma stili yerine dillerinden çok uzak bir konuşma tarzıyla hareket etmektedir. Bu durum doğrudan belli olmasa da, sosyal medyanın iletişim becerilerine olumsuz etkileri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Anadil kullanımındaki olumsuzluklar Sosyal medya sitelerini anormal derecede fazla kullanan kişiler, gün geçtikçe kendi anadillerinde konuşmaktan uzaklaşmaktadır. Bu kişiler kendi öz dillerini tam olarak eksiksiz ve doğru bir şekilde kullanmaktan, yoksun kalmaktadır. Fiziksel iletişim becerilerindeki zayıflık Yine genç nesil üzerinden bahsedecek olursak, özellikle de gençlerin kendilerinden büyük insanlarla ya da aileleriyle birlikte yapacakları aktivitelerden uzak kaldıkları görülmektedir. İletişim sadece dil ya da işaretle kurulan bir bağlantı olmayıp, spor ya da farklı sosyal aktivitelerle insanların birbiriyle bağlantı kurmasını da kapsamaktadır. Sosyal medyayı bağımlılık haline getiren kişilerin, fiziksel becerilerden uzak kaldığı gibi fiziksel iletişim kurma becerisini de kaybettiği görülmektedir. Bağımlılık ve hayattan kopukluk Takdir edersiniz ki hayat, sosyal medya üzerinde yaşandığı gibi yaşanmamaktadır. Sosyal medya bağımlıları bu mecralarda kendilerini daha huzurlu hissederken, dışarıda hayatın akışı acısı ve tatlısı ile daha farklı olmaktadır. Bağımlılık kişiyi, gerçek hayattaki birçok şeyden soyutlamaktadır. Yalnızlık Sosyal medyanın iletişim becerilerinde ki olumsuz etkileri arasında, hiç şüphesiz ki insanları yalnızlaştırdığı da önemli bir gerçektir. Sosyal medya bağımlıları kendisini adapte ettiği ortamda daha fazla zaman geçirmek için, yalnızlığı tercih etmektedir. Diğer insanlarla iletişim becerilerini kaybetmesi de, yine onları yalnızlığa iten sebepler arasındadır. Özgüven eksikliğinden kaynaklı iletişim bozukluğu Sosyal medya bağımlılarının tamamına yakını, bağımlılık derecesine göre özgüven eksikliği yaşamaktadır. Bu tespit uluslararası kuruluşlarca sosyal medya bağımlıları için yapılmış, oldukça önemli bir tespittir. Kişinin başta tanımadığı ya da yeni tanışmış olduğu insanlarla iletişim kurabilmesi için ihtiyacı olan özgüven, sosyal medya bağımlılarında bulunmamaktadır. SOSYAL MEDYA PLATFORMLARININ OLUMSUZ ETKİLERİ SOSYAL MEDYANIN EN TEMEL 7 KÖTÜ ETKİSİ1-Depresyon ve Anksiyete; Sosyal medyada günde iki saatten fazla zaman geçiren birisi iseniz ruh haliniz bu durumdan olumsuz yönde etkilenebilir. Sosyal medyanın size herhangi bir psikolojik sorun vermemesi için sosyal medyada geçirdiğiniz süreyi azaltmanız yeterli olacaktır. Birçoğunun önerisi, günde sadece yarım saatinizi sosyal medyaya Zorbalık; Gerçek anlamda çok önemli bir konu, zorbalık, sosyal medya kullanımı bu kadar popülerleşmeden önce yüz yüze yapılan birşeydi ama sosyal medyanın yaygınlaşması ile bu öylesine basit bir hal aldı ki kimliği belirsiz bir kimsenin, herhangi diğer bir kimseye zorbalık etmesi artık o kadar da zor değil. Bu konuya yer veren filmler, diziler ve hatta kitaplar o kadar fazla ki günümüzde siber zorbalığın ne anlama geldiğini hemen herkes az çok biliyor. Sosyal medya arkadaş edinmeyi kolaylaştırdığı gibi avcıların da kurban bulmasını kolaylaştırıyor. Küçük, önemsenmeyecek gibi görünebilir ama çoğu zaman kurbanların depresyona girmesine, intihar etmesine yol açabiliyor. Ayrıca siber zorbalığın sadece çocukların üzerinde değil, aynı zamanda yetişkinlerin üzerinde de derin izler bırakacağı Fear of Missing Out; Dünyadaki gelişmelerden habersiz olmanın, sosyal medya paylaşımlarından geri kalmanın, insanların ne gibi aktiviteler yaptığını öğrenememenin sonucunda ortaya çıkan bir tür psikolojik rahatsızlıktır. FOMO, genellikle aşırı biçimde sosyal medya kullanan insanlarda görülen bir rahatsızlıktır. İstenilen zamanda sosyal medyanın kullanılmaması, kişide endişeye neden Gelmeyen Hayaller; Sosyal medya, gerçekleşmesinin imkansıza yakın olduğu bilinen beklentilere gerçekleşecek gözüyle bakmamızı sağlayan sihirli bir araçtır. Buna en çok neden olan sosyal ağlardan bazıları; Facebook, Twitter, Instagram ve Snapchat’tir. Bu sorunu ortadan kaldırmanın en temel yolu, sosyal medya kullanıcılarının yalan söylemeyi bırakmasıdır ama Instagram ve YouTube fenomenlerinin para kazanmak için girdiği çabalar göz önünde bulundurulduğunda bu yakın bir zamanda gerçekleşmeyecek gibi duruyor. BİR İÇERİK ÜRETİCİ OLARAK ŞUNU SÖYLEYEBİLİRİM HERŞEYİN GÖSTERİLDİĞİ GİBİ OLMADI AYNI ZAMANDA İÇERİK ÜRETİCİLERİN HAYATLARIDA İSTİSNA BİR KAÇ KİŞİ HARİÇ GÜNLÜK GÜNEŞLİK BİR ORTAM DEĞİL. Hatta bir çok normal düzen içinde yaşayanlardan çok daha sıkıcı bir durumda gittiği kanaatindeyim, hayatı iyi giden biri o kadar saçma sapan videolara gireceğini pek Bozukluğu; Yoğun sosyal medya kullanımı, depresyonun ve endişenin artmasının yanı sıra uyku bozukluğuna da neden olabiliyor. Sayısız kez yapılan araştırmalar, sosyal medya kullanımının artmasının uyku kalitenizi olumsuz yönde etkilediğini göstermiştir. Uyku kalitenizin bozulduğunu, işlerinizde yeteri kadar verimli olmadığınızı düşünüyorsanız sosyal medyada geçirdiğiniz süreyi olabildiğinden daha fazla azaltmanız İmgesi; Bedenin görünüşü, günümüzde hem kadınlar hem de erkekler için büyük bir sorun teşkil etmektedir. İnstagram’da herhangi bir ünlünün profiline girdiğiniz zaman fotoğraflarda muhtemelen pahalı kıyafetlere denk geleceksiniz. Bedenin görünüşüne son derece önem veren insanlar, bedenlerini ön planda tutmak için genellikle en pahalı, en güzel giysileri tercih ederler ve bedenlerinin daha iyi görünmesini sağlayacak her türlü imkanı zorlamaktan çekinmezler. Estetik gibi operasyonları defalarca geçirmeyi dahi göz önüne Bağımlılık; Sosyal medyanın sigaradan ve alkolden daha çok bağımlılık yaptığı bilinir. sevdiğiniz sosyal mecralardan herhangi biri hemen, şu saniyede kapanıverse ne gibi bir tepki verirsiniz? Az önce sosyal medya bağımlısı olduğunuzu mu fark ettiniz? Sakin olun, endişelenmenizi gerektirecek bir durum yok zira birçok insan da sizinle aynı durumda. Sosyal medya bağımlılığından kurtulmak için bir anda bütün hesaplarınızdan vazgeçmenize gerek yok, ama onları silmek, onlardan sonsuza dek kurtulmak istiyorsanız hemen şimdi harekete geçebilirsiniz. Yeterli ölçüde kullanmayı öğrenir, bu ölçünün dışına çıkmamayı kendinize hedef olarak belirlerseniz ortada hiçbir sorun kalmayacaktır

sosyal medyanın olumsuz etkileri ile ilgili afişler