🎐 Hiçbir Şeyi Kafaya Takmamak Için Ilaç
Antidepresanilaçların “sinirlenmeyi önlemek” veya “rahatlamak” veya “küçük şeyleri kafaya takmamak” veya “sözlüsü ile daha az kavga etmek” amacıyla kullanılması yanlıştır. Kendinizi aşırı sinirli buluyorsanız telkinle, mantığınızı kullanarak, düşüncelerinizi ve hareketlerinizi kontrol etmeye çalışın.
bir şeyi) aklına/kafaya takmak: be stuck on f. 7: Deyim (bir şeyi) kafaya takmak/hakkında çok düşünmek: lose sleep about something f. 8: Deyim (bir şeyi) kafaya takmak/hakkında çok düşünmek: lose sleep over something f. 9: Deyim (birini/bir şeyi) kafaya takmak: trouble (one's) head with (someone or something) f. 10: Deyim (bir
BirKolektif eseri olan Olmayan Problemleri Kafaya Takmamak en cazip fiyat ile D&R'de. Keşfetmek için hemen tıklayınız!
KabaDil, Çevrimiçi Oyun, Şiddet. Bu içerik için bir oyun (ayrı satılır) gerekir. İlaç gibi bir işbirliği! İki hayatta kalma dünyası bir zombi felaketinin tam ortasında bir araya gelince neler olacağını gör! Endişelenme, seni düzgün ekipmanlardan mahrum bırakmayacağız.
OlmayanProblemleri Kafaya Takmamak uygun fiyat, hızlı kargo ve kapıda ödeme seçenekleriyle kitapsepeti.com ’da. Olmayan Problemleri Kafaya Takmamak avantajlı fiyatlarıyla hemen satın almak için tıklayın!
İlkyapmanız gereken şey şu, bir şeyleri kafaya takmamaya çalışmaktan kurtulun. Çünkü mesele kafaya takmamak değildir. Kafaya neyi taktığındır. Hayat dediğim
Yeni yılın ilk gününde size umut aşılaması için de sayfalarımıza taşıdık. Bakın Aylin ne diyor: “Ne kadar saçma şeyleri kafamıza takıyor, kendimize dert ediyormuşuz. Ben
UstalıkGerektiren Kafaya Takmama Sanatı en uygun fiyat, hızlı kargo ve kapıda ödeme seçenekleriyle bkmkitap.com’da. Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı avantajlı fiyatlarıyla hemen satın almak için tıklayın!
“Kalabalık bir zihin, huzurlu bir kalp için boşluk bırakmaz.” • Kendinizi kafanızın içinde dönüp duran düşünceler tarafından kuşatılmış hissettiğiniz oluy.. Olmayan Problemleri Kafaya Takmamak - Kolektif - 9786254415722 - Kitap | yuzdeiki.com
1010 puan. Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı. Bir şeyleri kafaya takmamak gerçekten ustalık gerektiriyor. Ama mesele bir şeyleri kafaya takmamak değil. Kafaya taktığımız şeyler için ne yaptığımızdır önemli olan. Kafaya taktığınız şeyler için cevap bulabileceğiniz ve ya nasıl bir yol izleyebileceğinizi
08-11-2012, 05:14 PM. evet ilaçlar çok işe yarıyor ama sadece kafaya takmamak için değil zararlı yanı bütün duygularınızıda uyuşturuyor örnek olarak sevinmek üzülmek aşık olmak vs bunlar bir süreliğine donuyor duygusuz oluyorsunuz aslında bir yönden güzel. Yorum.
Bilgelik Önemsiz Şeyleri Kafaya Takmamaktır. 3 dakika. Size yakın olan kişilerin neden olduğu acıları kafaya takmamak bazen zor olabilir. Ancak kendi iyiliğimiz için bunu başarmayı öğrenmeliyiz. Winston Churchill’in söylediği bir söze göre arkasından havlayan her köpeğe taş atmak için uğraşan kişi amaçlarına asla
w2Toq. Dünya aslında o kadar da karmaşık bir yer değil. Biz sadece yaşasaydık ve yaşayıp gitseydik bu dünyadan yaşadığımız olaylara ve dünyaya farklı anlamlar yüklemeseydik hayatı çok daha basit bir şekilde yaşayıp geçip giderdik. Ama işte yaşadığımız olaylar , geçmişte yaşadığımız şeyler , gelecekte yaşama ihtimalimiz olan olaylar derken biz insanlar dünyayı , ilişkilerimizi ve hayatı karmakarışık hale kafaya takma hali dediğimiz bir mevzu ortaya çıkıyor ve düşünceler bizim hayatımızın keyfini kaçırmaya başlıyor. Ne yapıyoruz ? Kafamıza gelen düşünceler zihnimizi esir alıyor ve andan bizi kopartıyor. Geçmişin gölgesinde yaşıyoruz , geleceğin tehdidi altında yaşıyoruz ve böyle bir durum seni hayattan tat alma konusunda ciddi sıkıntıya sokuyor. Bu videoda sana kafaya takmama konusunda uygulayıp yapabileceğin birkaç tane öneri kafaya taktığın şeyler hayattan beklentinin yüksek olması ile alakalıdır ve arada bir neden sonuç ilişkisi vardır. Zannedersin ki hayatta belli bir davranış yaptığın zaman ortaya belli bir sonuç bu işler umduğun gibi gitmediği zaman ortaya koyduğun çaba emeklerin karşılıksız kaldığı zaman bu sefer neden böyle oldu diye durmadan sorgulamaya başlarsın. Ya da sen güzel şeyler yaptığın zaman başka insanlara o insanlar sana güzel davranmadığı zaman ben nerede yanlış yaptım diye kendini sorgulamaya başlarsın. Geçmişini düşünürsün , başarısızlıklarını düşünürsün ve dersin ki bende bir hata olmalı ya da çevremde hata böyle bir olayı karmaşıklaştırma sürecine girdiğin zaman derin bir çukura çekiliyormuş gibi olursun ve bunun neticesinde bir bakmışsın ki o yararsız düşünceler senin zihnini esir almaya başlar ve sen o düşünce çukurunun içinde beklerken hayatı bu durum aslında yoğun kafaya takma halidir. Peki hayat gerçekten sana bir şey vaat etti mi ? Hayat gerçekten adil midir?Farkında olmadan hayata ilişkin o kadar yanlış öğrenmelerimiz oluşmuş ki. Diyoruz ki hayatta her şey adilmiş gibi Öyle bir dünya devletler arası düzene , insanlar arası düzene. Görünüşte her şey adilmiş gibi görünse de aslında öyle bir şey kimse kimseye bir şey söz vermiyor. En iyi şekilde davrandığın insan sana en kötü şeyi şeyin garantisi yok. Eğer ki sen hayata sadece yaşamak gözüyle bakarsan, beklenti içine girmezsen diğer insanlarla ilgili , hayatla ilgili sadece yapıp geçersen o zaman birazcık daha bu beklentileri azaltdığın takdirde kafaya takma durumu daha az ortaya kötü şeyler yaşadığın zaman da kendi kendine belki şöyle bunu hak etmedim , ben neden böyle şeyler yaşıyorum. Bu düşünce çemberi o kadar ağırdır ki , şöyle bir durum sen bir şey iyi bir şey yaparsan iyi seni bulacak , kötü bir şey yaparsan kötü seni bulacak. İyi bir şey yaptığın zaman iyinin seni bulması da tesadüf iyi bir şey yaptığım zaman kötü bir şeyin seni bulması da tesadüf bazen de tam tersi kötü bir şey yaptığın zaman iyi bir şeyin seni bulması da tesadüf. Hayat baktığın ve gördüğün gibi çok anlamlı bir bütün değil sana söz vermedi. Hayat öyle ya da böyle devam ediyor. Sadece oluyor , sen ona anlamlar yüklüyorsun. Kafaya taktığımız şeylerin başında geçmişin hesaplaşmaları, geleceğin belirsizlikleri sonra gelen şey ise diğer insanların bize yaptıkları söyledikleri burada dikkat etmen gereken bir şey var. Birisi sana olumsuz bir şey söylediği zaman birisi sana kötü bir şey yaptığı zaman sen o anda düşünüyorsun ki onun yaptığı kötü şey seninle ilgili ve tamamen seni hedef alıyor. Böyle olunca neden bana böyle yaptı , neden bana böyle davrandı diye kendi içinde bir döngüye düşünce döngüsünün içine dediğimiz gibi bu düşünce çukuruna düştüğün zaman hayattan kopmak durumuna bir de şöyle bakmanı isteyeceğim ben taraf sana çıktı olarak bir davranış ya da söz söylüyor. Sen sadece o anda onun söylediği ya da yaptığı şeyi o anda o ana filmi durduralım o kareye kişinin sana yaptığı ya da söylediği şeyin gerisine doğru bir dedektiflik çalışması yaparak geriye doğru bir gidelim kişi bunu neden söylüyor. Çoğu zaman insanların kendi travmaları yaşantıları , beklentileri , hayal kırıklıkları o kadar ağır ki insanlar bunu telafi etmek için hırçınca bir çaba taraf üzülmüş mü , yıpranmış mı hiç önemli kişi orada kendini düşünüyor ve kendi ruhsal durumunu birazcık olsun yukarı çekmeye sen o dondurduğun filmin karesine bakıyorsun ve diyorsun ki aslında o kişinin bana yaptığı ya da söylediği şeyler tam olarak benimle alakalı olunca zihinsel anlamda o ortamdan , o durumdan , o kötü koşuldan kendini ayırıyorsun, kendini sonrasında başka insanların seninle ilgili yaptığı ya da söyledikleri şeyi daha az kafaya takıyorsun. Sanırım kafaya takma konusunda bize en çok zarar veren şeylerin başında neden sorusu ilgili kurcalamalar yaptığın zaman, geçmişi böyle deşmeye başladığın zaman karşına şöyle bir soru Neden böyle bir şey yaşadım ben? O neden böyle bir şey yaptı bana? Neden aldattı beni ? Neden bana böyle davrandı? Neden , neden , neden? Şimdi hep bir anlam ararsın , bir sebep benimle alakalı ben bir hata yaptım dersin. Ama o belirsizlik neden sorusuna cevap olamadıkça daha da saldırmaya başlarsın bir cevap bulmak ne yaptık ? O düşünce döngüsünün , kafaya takma döngüsünün içine girmiş şunu net olarak söyleyebilirim sana. Bazen bazı şeyler sadece sebebi yoktur. Bazen bazı insanlar seni aldatır. Bu böyledir , doğasında vardır değil de başka biri de orda olsaydı yine aldatacaktır. Ya da birisi sana kötü bir şey yapıyorsa , sana zarar veriyorsa , sadece yapmak için yapmıştır. Evet bu acı olacaktır ama , sen sadece neden tuzağına düştüğün zaman , onu çok kurcaladığın zaman ne oluyor biliyor musun? Geçmişindeki bir anıyı yüzlerce kez kurcaladığın zaman sanki radyoaktif bir maddeye çok sık maruz kalıyormuşsun gibi geliyor ve ve bundan dolayı çok sık hasta yüzden neden diye sorma bence , bazen sadece olmuştur. Yoluna devam hayatımızda kötü zamanlar geçirdiğimiz zaman dilimlerinde kafaya taktığımız , yoğun bir şekilde kötü şeyleri düşündüğümüz zaman diliminde sadece sorun odaklı düşünürüz. Bu aslında insanların önemli özelliklerinden şöyle bir amacı vardır. Sorun odaklı olursak ilk başta , ne yaparsın? O sorunu enine boyuna bir süre sorun odaklı olmak insanlar yıllar içinde yüzlerce binlerce yıl içinde bence birazcık yanlış anlamış ya da ipin ucunu yapıyor mesela. Zihni bir kamera lensi gibi açısı var. Dar açısı var , geniş açısı odağına çok verdiğin zaman belirli bir süre bunu yapmak sıkıntı gayet de mantıklı. İş yerinde bir sorun tamamen oraya odaklıyorsun. Gözün o anda sorundan başka bir şeyi görmüyor ve o sorunu çözmek için bütün çabanı , zihinsel performansını ortaya bir süre bu mümkün ve bu öyle bir hal alıyor ki o kamera lensi , o açı bir şekilde süre böyle kalıyor ve senin gözün sorundan başka bir şeyi görmüyor ! Eşin oradan sana ne yapıyorsun , çay getireyim mi ? Çay içer misin ? Yok şu an canım istemiyor. Çocuklar üstüne atlıyor , hadi bir şeyler yapalım baba oynayalım. Yok şimdi arıyor Beyhan hadi gel dışarıda buluşalım kahve şimdi yapmış oluyorsun ? Tamamen ama tamamen soruna odaklanmış oluyorsun. Hayatın doğal , rutin ve iyi giden yönlerini bu çok sıkıntılı bir şey ve seni o kafaya takma çukuruna , döngüsüne bir duruma düştüğünü anladığın anda kamerayı tekrar geniş açı moduna getirmen sorun varsa vardır belirli bir süre düşünüp çözemediysen yapabilecek bir şey rutinlerine devam etmelisin. Böyle olunca sorun ortadan kalkmayacak ama bu kadar kötü de hissetmeyeceksin zamanlarda kafana taktığın konuları gözden geçir bakalım neleri kafana o kafaya takma atağı ortaya çıktığı zaman seni bunalttığı zaman sen zannedersin ki her atak atak birbirinden farklıdır Ama işin aslı böyle değil ! Şöyle geriye dönüp bir düşün bunaltan düşünceleri , düşünce şemalarını bir fark edeceksin. Şöyle bir durum rahatsız eden , kafana taktığın düşünceler benzer düşüncelerdir. Ve bu düşünceleri sen o an aklına getiriyorsun. Mesela senin içindeki ses diyor ki ... O an istediğin gibi bir ilişkin yalnız kalacaksın Beyhan. Sen hiç kimseyi hep yalnız geçecek. Ya da kendini yeterince başarılı hissetmiyorsundur. Başarısızsın değilsin. Neyi başardın ki sen zaten... gibi bu düşünce atakları seni bunaltacaktır ya da o anda kötü bir şey oluyordur. İnsanlarla bir sorun gördün mü hiç kimse seni sevmiyor , hiç kimse sana değer vermiyor. güzel ilişkiler kuramıyorsun ... gibi o kafaya takma atağı seni bunaltmaya başlıyor. Sen zannediyorsun ki , düşünce olarak bu karşına çıkıyor ya bunu gerçekmiş gibi algılıyor ki sana ; yalnız kalacaksın, yalnız kalacaksın , yalnız kalacaksın. Zihnin bunu sanki birisi sana net bir şekilde gelecekten haber getirmiş gibi , kesin bir kehanet bir gerçeklikmiş gibi algılıyor. Burada yapman gereken çok önemli bir şey var. Sen şimdi bu düşüncelere odaklandın , kafaya sıklıkla taktığın şeyleri belirledin , bunları etiketlemen bir isim vermen o kadar çok işine yarıyor ki , diyorsun ki mesela ... ''Yalnızlık canavarı'' Mesela ben yalnızlığı kafama takan bir insansam eğer , yalnız kalma düşüncesini , bu atak bana geldiği zaman ben diyorum ki , '' Bak , şu anda gerçek değil. Yalnızlık canavarı yine sesini yükseltmeye başladı , yine o orada konuşuyor. '' Zihnine şöyle bir mesaj veriyorsun. Şu an konuşan ses düşüncelerimin sesi ve gerçek ciddiye alma. Böyle olunca , yine biraz önce söylediğim gibi mucizevi bir şekilde o düşünce ortadan kalkmıyor ama eskisi gibi seni etkileme noktasında devam edemiyor. Düşüncenin gücünü onu etiketledin ve zihnine şu mesajı verdin. '' Bu gerçek değil , sadece bir düşünce. '' Zihin bir hayvan olsaydı bence , belgesellerde sıklıkla karşılaşılan bir kuş türü var kuşuydu yanlış bilmem kaç kere kanat fark edemiyorsun onun kanat öyle bir hayvan kadar hızlı hareket ediyor ki , o kadar çok kanat hareketi var ki sen fark ona konuyor , bir ona konuyor. Sen buradasın , zihin aynen böyle bir hayvan şöyle bir durum var. Geçmişine takılıyorsun , geçmişinde bir mevzuya bakarken birden oradan pat diye geleceğe ona , buna derken olay Allah benim belamı versin modu dediğim bir hale neyi başardım ki , hiçbir şey iyi gitmiyor , eyvah ben bittim , mahvoldum , hiç bir güzel ilişkim yok. Ne yaptığının farkında bile değilsin o bir oraya konuyor , bir buraya konuyor , dolaşmaya başladı. Zihninin kontrolünü kaybettin ve sana kalan tek şey bir şekilde olumsuzluklar bir durumda zihninin kontrolünü kaybetmeye başladığını hissettiğinde seni kurtaracak tek şey şu ana şimdiye , ne geçmişte kontrolün var ne gelecekte kontrolün elinde olan an yapacaksın peki ? Bunu yapabilmek için dikkat etmen gereken şey ana odaklanmak. Diyelim ki kendimi çok gergin hissettiğimde veya kafama bir şey taktığımı ve o düşüncelerin içinde boğulduğumu hissettiğim zaman, kendimi hemen ana çekmek için nefes alışıma diyorum ; ''Dön dön bu tarafa dön.'' o nefesin burnumdan girdiği yeri , ciğerlerime ulaşmasını sonrasında onu dışarı verme halime oturduğum yere , oturduğum zeminin vücuduma temas ettiği ana vücut duyularıma odaklanıyorum. Sonra etrafımdaki seslere ki ; kuşlar cıvıldıyor , rüzgarın sesi geliyor. Sadece şu anın uyaranlarına bile odaklanmak beni o düşünce girdabından düşünce fırtınasından uzaklaştırıyor. Sen de böyle anlarda ana odaklanmayı deneyebilirsin. Bu ana odaklanma kısmını ben biraz kısa veya başka podcastlerde çok fazla buna benzer meditasyon çalışması , ana odaklanma çalışması mevcut. Bunları hayatına uygulayabilirsin , deneyebilirsin. Şimdi izleyen dostların şöyle bir beklentisi bir şeyi izlediğim zaman şak diye , aynen bir anahtarın dişleri gibi , onu sokucam anahtarın yuvasına birden çevireceğim ve şaaak ... Dünya takmaktan kurtulacakmış gibi malesef psikolojik durumlar söz konusu olduğu zaman , düşünce alışkanlıkları söz konusu olduğu zaman birden değişimler genelde mucizelerle de bence gerçek hayatta pek yok. Şimdi , bu işler yavaş yavaş adım adım alan bir süreç içerisinde eskiye oranla kafaya takmamayı öğrenebilirsin. Ama önemli olan şu ; sen yaşadığın olaylara anlam yükleyip , onları bir ders olarak değerlendirirsen, olayı değiştirme noktasında girişimlerin olursa elli altmış yaşına gelsen de hala şu anda olduğu gibi kafana takıyor olabilirsin bazı mevzuları. Zaman alacak ama çaba gösterdikten sonra önünde sonunda bu konuda ilerleme dinlediğin için teşekkür ediyorum güzel bu videoyu beğendiysen beğenmeyi ve kanalıma abone değilsen abone olmayı unutma. Kendine çok iyi üzere...
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı Kısa Özet *Büyük Güç Büyük Sorumluluklar Getirir.* Doğru. Ama bu sözün daha iyi bir akış açısı var, ve gerçekten derin bir bakış açısı. Tek yapmanız gereken sözlerin yerini değiştirmek *Büyük sorumluluklar büyük güç getirir.* *Her şeyi iyi tarafından görmek* gibi bir şey iyi gibi görünse de, gerçek şu ki hayat bazen berbattır ve yapabileceğiniz en sağlıklı şey de bunu kabul etmektir. Negatif duyguları inkâr etmek daha derin ve daha uzun ömürlü negatif duygulara ve duygusal bozukluğa neden olur. Sürekli pozitif olmak hayatın sorunları için geçerli bir çözüm değil, bir inkâr biçimidir. Doğru değerleri seçerseniz, bu sorunlar size zindelik, kuvvet ve şevk verir. Dedemin zamanına dönersek, kendini çok kötü hissettiğinde şöyle düşünürdü, *Bugün berbat bir günümdeyim. Ama n’apalım hayat böyle, ben samanları havalandırmaya devam etmeliyim.* Ama ya şimdi? Şimdi beş dakikalığına bile kendinizi çok kötü hissetseniz son derece mutlu ve harika hayatları varmış gibi sunan insanların 350 fotoğrafıyla bombardıman ediliyorsunuz, bu durumda hatanın sizde olduğunu hissetmemeniz imkânsız kuşkusuz. Değmeyecek şeyleri kafaya takmamak çok önemlidir. Dünyayı kurtaracak olan şey budur. Dünyanın bazen berbat olduğunu ama bunun da doğal olduğunu kabul ederek yaşamak gerek. Çünkü her zaman böyleydi ve her zaman da böyle medyada her gün milyonlarca kere paylaşılan *Nasıl Mutlu Olunur* tarzı saçmalıklarda yanlış olan ve kimsenin fark etmediği şey şudur Daha pozitif bir deneyimi arzu etmenin kendisi negatif bir deneyimdir. Ve de tam tersine, insanın negatif deneyimini kabul etmesinin kendisi pozitif bir deneyimdir. Pokerde elinde korkunç kağıtlar olan biri çok güzel eli olan birini yenebilir. Elbette eli güzel olanın kazanma ihtimali daha büyüktür, ama sonunda kazanan her oyuncunun oyun süresinde yaptığı seçimlerle belirlenir. Hayatı da aynı şekilde görüyorum. Hepimize dağıtılmış bir el var. Bazılarının eli daha iyi. Sadece kağıtlara bakarak berbat durumda olduğumuzu söylemek kolaysa da, gerçek oyun o kağıtlarla yapacağımız seçimlere, almaya karar verdiğimiz risklere ve birlikte yaşamayı seçtiğimiz sonuçlara bağlıdır. İçinde bulundukları duruma göre sürekli en iyi seçimleri yapanlar tıpkı pokerde olduğu gibi hayatta da öne çıkarlar ve illa da eline en iyi kağıtlar gelmiş olmaları gerekmez.
bkz steinert hastalığıerişkin yaşta en sık görülen kalıtsal kas hastalığıdır. otozomal dominant geçiş olarak yüz kasları, el-el bileği, ayak-ayak bileğinde kas güçsüzlüğü bir bulgusu da, kasın gevşemesindeki zorluk/dekontrüksiyonunda yumruk yapınca geri açamazlar.bkz myotoni kasların zayıflamasına ve erimesine neden olan kalıtsal genetik bir hastalıktır. bu hastalık genellikle yavaş gelişir. genetik hastalıklara değişim geçirmiş bir veya daha fazla gen neden bakınca bir kas hastalığı olduğu düşünülmesine rağmen kasların yanı sıra vücudun diğer organlarını etkileyen bozukluklar da görülür. başın ön kısmında saç dökülmesi, katarakt, hormonal düzensizlikler, üreme problemleri, hamilelik sırasında problemler, uyku bozuklukları, aşırı uykululuk, kalp ritim düzensizlikleri görülebilir. otozomal dominant bir hastalıktır. etyolojisinde miyotonin-protein kinaz defekti vardir. fasial, oküler ve özellikle distal kaslarda güç kaybı görülür. saç dökülmesi, katarakt, gonodal atrofi, hipersomni, hipoventilasyon, kardiyak ileti bozuklukları erken yaşta başlangıç gösterirse mental retardasyon eşlik edebilir. miyotonik distrofi erişkinin en sık kas hastalığıdır. myotonik distrofi, kasların ilerleyici şekilde yok olması ve zayıflaması ile karakterize bir hastalıktır. en önemli özelliklerinden biri, bazı kasların kasıldıktan sonra yirmili ve otuzlu yaşlarda belirti vermeye başlar. myotonik distrofi daha çok distal kasları etkilemekle birlikte yüz kasları, nefes almak için kullanılan kasları gibi kasları da distrofi aynı zamanda katarakta veya kataraktın erken gelişimine, kardiyak aritmilere neden distrofinin tedavisi bilinmemektedir. kaslarda istemsiz uzun süreli kasılmalarla karekterizedir. otozomal dominant geçişli, ctg triple nükleotid tekrarı vardır. her jenerasyonda bu tekrarlar giderek artar ve daha ağır hastalık tabloları oluşur anticipation. kas hücrelerinde nükleuslarda belirgin bir artış vardır ve halka ring fiber yapıları oluşur. tüm distrofiler içerisinde sadece myotonik distrofide intrafusal kas iğciklerinde patoloji vardır ayrışma, nekroz ve rejenerasyon. klinik bulgular tipik yüz görünümü facies myopatika, katarakt, frontal kellik, gonadal atrofi, ptozis, kardiyomyopati, azalmış immunglobulin, anormal glukoz toleransı birlikteliğidir. etyolojisinde kökeninde klor kanal defekti olan hastalık. klor kanalı defektif olunca kaslar repolarize olamaz yani da bir tri-nükleotid tekrar sendromudurtts.huntington, freiderich ataksisi gibi. bu tts'lerin bir özelliği de nesildenn nesile görünümleri tipiktir . çene düşük, çiğneme kasları atrofiktir. frontal kellik tipiktir. katarkt, erkeklerde testisler atrofik kadınlarda ise mensrürasyon bozuklukları ve hepsinde diabet genelde intrafuzal liflerde nekroz ve dejenerasyon distrofiler içinde sadece bu hastalıkta intrafuzal liflerde etkilenme olur. ayrıca burada halka-fiber yapıları bilgi birleştirme ve baştan yazma.. erişkin popülasyonda en sık görülen genetik geçişli kas eğer bu hastalığa sahipseniz veya sahip bir tanıdığınız varsa ayrıntılı bir rehber olacak bu bir yazı entrylerimde küfür göremezsiniz ama bu yazıda küfredersem kusura bakmayın çünkü küfrü sonuna kadar hak eden bir hastalıktır şunu belirteyim ben doktor değilim yazdıklarımın hiçbirisi tedavi niteliğinde değildir ama bu hastalık hakkında çok bilgiye sahip birisiyim ondan dolayı bunu okuyanlara yardımcı olmak hastalığa eğer sahipseniz hastalık sizde ne kadar erken başlarsa ne yazık ki o kadar ağır geçecektir ki doğumla beraber ortaya çıkanı vardır buna “konjenital miyotonik distrofi” zeka geriliği ile birlikte görülür ve hastalığın en ağır 20 ila 40 yaş arasında belirtiler gözükür ve ilk belirtisi elinizi kuvvetli bir şekilde sıktığınızda zamanda diliniz de tutulabilir ki bu en can sıkıcı olanıdır,yazının ilerleyen kısımlarında bu konularda neler yapabileceğinizi yazıyı sizi korkutmak için değil hastaysanız veya yakınınız hastaysa bu hastalığı iyi tanıyın diye hastalık belirtilerinden yola çıkalımevet ne yazık ki elleriniz kasılıyor ve bunun için sizden kan aldılar genetik test için ve miyotonik distrofi hastası olduğunu geçmiş olsun. bu hastalıkta kişiden kişiye kas hasarı değişiyor kimisi tekerlekli sandalyede iken kimisinde kas kaybı neredeyse hiç da yine hastalığın sizde başlangıç yaşı ve gende meydana gelen “ctg” tekrarının ne kadar yüksek olduğuna bakıldığında sizde hiçbir şey görülmeyebilir gayet normal bir şekilde görünebilirsiniz ve bundan dolayı insanlar sizi anlayamayabilir ve çoğunlukla da sizinle aynı hastalığa sahip olan kişileri arayabilirsiniz büyük ihtimalle genelde kas hastalığına sahip insanlar evden dışarı çıkmıyorlar kendi dertleri kendilerine yettiği için de herhangi bir tedavi de olmadığı için kimseye yardımcı olmaya mecalleri yok ki benim bu yazıyı yazma sebebim size biraz olsun yardımcı hastalık ne yazık ki sadece kasılmalarla ve kas hasarıyla kalmıyor umarım hiç yaşamazsınız ama yaşarsanız sizde olabilecek diğer belirtileri sıralayayım ve yapabileceklerinizi anlatayım atriyoventriküler blok,atrial flutter ve atrial fibrilasyon ritim olgularda kalp yetmezliği ve ventriküler taşikardi-ventriküler fibrilasyon sebebiyle ani ölüm hastalığa sahipseniz sebebi ne olursa olsun! her yıl düzenli olarak kardiyoloji bölümüne gidip eko-ekg-holter yaptırmanız olur da kalbinizi etkilerse 6 ayda bir gitmenizi tavsiye flutter ve fibrilasyonun tedavisi için ilaç tedavisi derler ama o ilaçlar hastalığı tedavi etmez sadece kullandığınız müddetçe ritim bozukluğu oluşması riskini azaltırlar ki o da %100 ilacı kullanmanıza rağmen ritim bozukluğu etkileri de yanınıza kar erkekseniz zaten bu hastalık üreme organlarını da etkilendiğindenyazının ilerisinde bahsedeceğimkalp ilaçlarının da üreme organlarına etkisi olduğundan daha sıkıntı çekmeniz için mümkünse ablasyon tedavisini riskleri var ablasyon operasyonunun ancak bu başka bir yazının sadece tavsiye kalıcı bir çözümdür ablasyon tedavisi olduktan sonra da tekrardan ritim bozukluğu yaşayabilirsiniz ama riski çok tekrar ritim bozukluğu oluşursa tekrar yakma veya dondurma işlemi görülen bloklarda maalesef ablasyon değil genelde kalıcı kalp pili fibrilasyon ve ventriküler taşikardide ise allah korusun ıcd adı verilen bu ritim bozukluğu yaşandığında şok veren bir cihaz bunlar genelde yapılan işlemler somut olaya göre yapılacak işlem arada atrial flutter düzenli bir ritim bozukluğu olduğu için insanlar pek fark etmeyebiliyorlar özellikle hiç kardiyolojiye oturduğunuz yerde bile terliyorsanız,en ufak eforda gözleriniz kararıyor aşırı yoruluyorsanız ve sürekli geçmek bilmeyen hafif bir çarpıntı hissiniz varsa gidin bir ekg flutterda ekgde genelde tipik olarak testere dişi görünümü fibrilasyonda ise nabız genelde düzensizdir hastaneye gitme ihtiyacı duyarsınız onun için organlarıevet kadınlarda genelde regl dönemlerinde düzensizlik erkeklerde ise erektil disfonksiyon sertleşme bozukluğu kısırlık ,testislerde küçülme,ortaya için keçiboynuzu özü sperm hareketliliği ve sperm sayısında artmaya yol danışarak kullanabilirsiniz eğer herhangi bir alerjiniz vs ve ilaç etkileşiminiz gençseniz 20-30 gibi ve bu belirti sizde varsa allah yardımcınız olsun psikolojik açıdan çok zorlar istemezsiniz kolay arada geç idrar başlatma veya idrar başlatamama çoğu yerde yazmaz doktorlar da söylemezler ama çok nadir de olsa bu da görülebiliyor bilginiz kendisinin oluşturduğu belirtiler ayrı bir psikolojik zorlanma yaşarken ki her zaman şunu savunmuşumdur doğuştan özürlü bir birey özürlü olmamanın tadını bilmediğinden hastalığıyla daha barışık yaşarken bu hastalıkta genelde erişkin dönemde ortaya çıktığından siz özürlü olmamanın tadını bilirsiniz ve bundan dolayı belirtilerin sıklığı ve şiddettiyle doğru orantılı olarak psikolojiniz da yetmezmiş gibi bu sikik hastalığın kendisi de uyku bozukluğu ve depresyon gibi belirtilere sebep olabiliyor ne yazık ki arkadaşlar…bu da yetmiyor bir de türkiye’de yaşıyorsanız allah gerçekten yardımcınız bozukluğu gece uykunuzu alsanız da apati denilen gündüz de uyuma isteği veya insomnia yani uyuyamama problemi olarak karşınıza çayı ve melisa çayı sakinleştirici çaylar olduğundan gece uyumanıza yardım bu pek mümkün değil ama bu hastalığa sahipseniz stresten uzak durmanız gerekiyor kimseyi çok düşünmeyin siktir edin hiçbir şey sizden önemli değil karşınızdaki sığır sizin hasta olduğunuzu bilmiyor söylemeyin de zaten eğer çok yakınınız değilse ama yok şu şöyle yaptı bu böyle yaptı aman şöyle oldu bırak kardeşim bırak siktir ilerlememesi için kendini düşünmek istediğim tabi ki bencil olun düşene bir tekme de siz vurun değil bu sizi kötü bir insan istediğim kendinizde zaten bir dert varken başka dertlere de yer herhangi bir sebepten ameliyat olmanız gerekirse mutlaka ama mutlaka hem doktorunuza hem de anestezi uzmanına miyotonik distrofiye sahip olduğunuzu söyleyin genel anestezi bu hastalıkta sıkıntı göre önlem sistemtiroit hormonlarında sıkıntı testosteron hormonunda düşme ve diyabet sistemsindirim sistemihassas bağırsak sendromu hazımsızlık şişkinlik bağırsak sendromu için nane yağıpeppermint oil diye de aratabilirsiniz iyi şişkinlik için ise probiyotik kullanabilirsiniz kefir dediğim gibi doktorunuza gelenler şu an dışında en önemlisi…hangi durumda olursanız olun ilk yapmanız gereken bu kas hasarını durduramasanız da mümkün olduğu kadar için birtakım vitamin ve vitamin benzeri maddeler sıralayacağım ve yapmanız gerekenleri anlatacağım ancak kullanacaksanız da sorumluluk size aittir doktorunuza danışarak ve alerjiniz olup olmadığını test ederek iyi gelen bir vitamin size iyi gelmeyebilir veya bana iyi gelmeyen bir vitamin size iyi bu vitaminleri sıraladığımı da yazının sonunda kaynaklar ile beraber sizlere 3beyin-kalp ve kas hasarını yavaşlatmak amacıyla q10enerji arttırmak ve kas hasarını yavaşlatmak amacıyla sistemi ve sindirim sistemi amacıyla vitaminikasları güçlü tutmak amacıyla önemli protein ağırlıklı beslenmek.kasları güçlü tutmak amacıylabu vitaminleri eğer kullanıyorsanız faydalarını uzun dönemde göreceksiniz hemen hastalık sizde ilk başta ve ilk yıllarda hiçbir sıkıntı aradan bir 5-10 yıl sonraumarım hiç yaşanmaz ama kötü bir hale gelebilirsiniz ve bunları yaşamamanız için fizik tedavi protein ağırlıklı beslenme ve doktorunuz da izin verirse bu vitaminler mümkün olduğunca bunu şimdi hayat anlamında birkaç şey diliniz de tutulduysa kasılıyorsa genelde tutulur günlük hayatta yemek yerken ağzınız yavaş açılacak konuşmaya başlarken başlarda rahat gerçekten zor oluyor ama zamanla iyi tarafı bu ki bu sürekli böyle devam etmiyor kaslarınızdaki kasılma başlarda hiç gevşemezken hareket ettirdikçe açılıyor ve hareket süresince bu rahatlık devam hareket ettirmezseniz döngü yine başa sarıyor ilk başta zorlanma ve sonrasında hareket ettirme ile rahatlama bu kasılmadan dolayı peltek misiniz diye dilinizi ve ağzınızı sürekli hareket halinde tutmak için sakız çiğneyebilirsiniz veya bir konuşma vs yapmadan önce ağzınızı sağa sola dilinizi dışarı çıkararak o ilk kasılmayı kendi kendinize tane tane konuşarak da zaten sıkıntı kasılmalar için ilaç tabi ki var ama dolaylı yoldan ilaçlar birisi mesela bir kalp ilacı diğeri ise epilepsi ilacı ve dolaylı olarak kasılmalarınıza etki ediyorlar direk kasılmalar için üretilen ilaçlar değil bunlar ve yan etkileri kalp açısından risklisiniz kalp ilacı vermek ne kadar doğru olur orası da doktorların karar vereceği bir olan kasılmadan çok kaslarınızın mümkün olduğu kadar hasar görmemesini sağlamak fizik tedavi egzersizleri fayda sağlayabilir ki eğer yutma kaslarınız da etkilendiyse ki dil etkileniyorsa yutma kasları da bir egzersiz şu sırt üstü yerde kalacak şekilde başınızı kaldırıp ayak uçlarınıza bakacak şekilde tutun sonra bir egzersiz güçlü bir şekilde yutkunun tutun yutkunmanızı ve açısından önerebileceklerim bu kadar aklıma gelirse yine ekleme yaparım şimdi sosyolojik açıdan yapabilecekleriniz-öncelikle kas gücünüz yeterliyse mutlaka araba sürmeyi aleti çalmayı öğrenin için bir nevi fizik tedavi niteliğinde olacak ve sizi psikolojik anlamda eğer dışardan belli olmuyorsa söylemenizi tavsiye bana sizi gerçekten koşulsuz sevenler dışında kimsenin umrunda değil çok sevdiğiniz,güvendiğiniz ve sevgisinden emin olduğunuz kişiler varsa söyleyebilirsiniz hem rahatlarsınız hem de olası bir sıkıntı durumunda yardımınıza belli oluyorsa da saklamayın hastalığa sahip olmanız sizin suçunuz şans veya kader ne derseniz hastalığı kafaya takmamak elde değil biliyorum ama mümkün olduğunda takmamaya olun kafaya takarsanız sizi daha çok bir süreden sonra havadan nem kapmaya gerek yok ama yine de belirteyim bu hastalığın tedavisi yok ve illa ki doktora gideceğim derseniz nöroloji bölümüne gitmeniz yürüyüş ve nefes egzersizi yapmanızı tavsiye ederim kendinizi kasları ve ayak kasları şeyi kafaya takmayın kolay biliyorum bu çok genelde ekşi sözlüğe üye olmayıp da biraz olsun bilgiye ihtiyacı olanlar için sözlüğe üyeyseniz aklınıza takılan başka herhangi bir soru olursa çekinmeden geçmiş olarak eğer evlendiyseniz ve çocuk düşünüyorsanız mutlaka genetik tanı ile çocuk hastalık nesilden nesile daha da şiddetli hale eklendi. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
Bazı davranışlar insanı insandan uzaklaştırır. Bu davranışlar karşıdaki kişi tarafından hoş karşılanmaz. Bu davranışı sergileyen kişiler sevilmez ve sürekli kaçılan kişi olur. 1000 Little Things Happy Successful People Do Mutlu, Başarılı İnsanların Farklı Yaptıkları 1000 Şey adlı kitabın yazarları Marc ve Angel Chernoff, hastalarıyla yaşadıkları onlarca yıllık deneyimden yola çıkarak etrafımızdaki insanların bizden uzaklaşmalarına neden olan davranışları incelemiş. İlişkilerimizi baltalayan, kişisel gelişimimizi olumsuz yönde etkileyen bu davranışlardan en çarpıcı 12 tanesini sizler için özetledik. İşte naçizane önerilerimiz. KISKANÇLIĞIN SİZİ YİYİP BİTİRMESİNE İZİN VERMEYİN İnsan bazen kendini başkasının sahip olduğu her şeyi kıskanırken bulabiliyor; onun eşyasını, onun işini, onun mutluluğunu… Oysa kıskanmak çorak iç dünyasına sahip olanlara özgüdür, kendi artılarınızdan çok başkasınınkilerin hesabını tutmaktır. Yani önce kendi deneyimlerimizi, diğerlerinin deneyimleriyle kıyaslamayı bi’ bırakalım. Sizin deneyiminiz, SİZİN deneyiminiz; rekabet konusuna dönüştürülecek bir şey değil. Aslında sadece ve sadece tek bir kişiyle rekabet halindeyiz, kendimizle. Ayrıca şunu da hatırlamak gerek eldeki bir kuş, daldaki iki kuştan iyidir. HER ŞEYİ KİŞİSEL ALGILAMAYIN Etrafınızda olan biten her şey neden hep sizinle ilgili olsun? İşte acı bir gerçek insanlar her ne söylüyor ya da yapıyorlarsa, aslında bu çok büyük çoğunlukla kendileriyle ilgili. Herkes kendi dünyasının merkezinde. Size verdikleri tepkiler de tamamen kendi bakış açıları, deneyimleri, aldıkları yaralar doğrultusunda ve onlar da tıpkı sizin gibi her şeyin kendi etraflarında döndüğünü sanıyor. Burada tabii ki insanları tamamen göz ardı etmeniz gerektiğini söylemiyoruz. Ama herkesin en çok kendiyle ilgilendiği ve karşısındaki üzerine tefekküre dalmadığını net şekilde görebildiğimiz bir dünyada neden herkesi bu kadar takalım? Dikkat edin, pek çok hayal kırıklığı ve üzüntü her şeyi kişisel algılamamızdan kaynaklanıyor. Hadi bugün bir değişiklik yapıp insanların hakkımızda ne düşündüklerini daha az dert edelim. MAĞDURMUŞSUNUZ GİBİ DAVRANMAKTAN VAZGEÇİN Kötü geçen bir günün sonunda şikâyet etmek stres atmanızı sağlıyor olabilir, ama sürekli söylenmekle mağdur edebiyatı arasındaki mesafe sadece bir adım. Mağdur olduğunuza, mücadele edecek ve hayatınızın kontrolünü ele geçirecek gücünüzün olmadığına inanmak, o kötü ruh halinde sıkışıp kalmanıza neden olur. Evet biliyoruz, kötü alışkanlardan hemen vazgeçmek zor. O zaman kendimize “mağduriyet saatleri” yaratalım, saklandığımız yorgan altında bir saat mağduriyetimizi yaşayalım. Bu ruh halinden çıkmayı bir süre sonra kendi kendinize isteyeceksiniz. Sürekli şikâyet etmeyi ve kendinizi kurban olarak görmeyi bıraktığınızda, sandığınızdan daha güçlü olduğunuzu göreceksiniz. ACILARIN ÇETELESİNİ TUTMAYIN En kazık sınavlardan biri boş verebilmek. Ama nasıl tutunmanın mücadelesini veriyorsak, bir şeylere boşverebilmek için de mücadele etmek zorundayız. Çoğunlukla da kabahatin, öfkenin, sevginin ve kaybın peşini bırakmak için. Boş vermek, kafaya takmamak önümüzü görebilmemiz ve devam edebilmemiz için en sağlıklı yol gibi. Bir zamanlar sizin için çok şey ifade etmiş şeylerden duygusal olarak kopmadan, geçmişten ve size verdiği acıdan kurtulamazsınız. NEGATİF OLMAYIN “İyimserlik her zaman salaklık, kötümserlik de her zaman derinlik anlamına gelmez.” Bir insan düşünün, sürekli olumsuz. Habire olmuş ve olması muhtemel kötü şeylerden bahsediyor. O, zalım dünya’ ve kaderin sillesi sohbetin ana ekseni. İşte o insan olmayın! Size el ele tutuşup polyannacılık oynayalım demiyoruz, ama belki de her şey öyle olması gerektiği için öyle olmuştur? Belki de birazcık nefes alabilmemiz için her şeyin biraz daha olumlu gözüktüğü bir yere geçip oradan tekrar olanlara bakmamız gerekiyordur? Karamsarlık başka şey, mütemadiyen aynı olumsuz ruh halinde tıkılı kalmak başka şey. Zaten her şeyin kâbus gibi, herkesin size karşı olduğu cehennemvari bir dünyada sonsuza kadar yaşayamazsınız, çünkü hiçbir şey sonsuza kadar sürmüyor. Neyse ki. DUYGULARINIZI KONTROL ETMEYİ ÖĞRENİN Karşınızdaki insan hoşunuza gitmeyecek bir şey söylediğinde hemen gözyaşlarına mı boğuluyorsunuz? Beklemediğiniz olumsuz bir gelişme dünyayı başınıza mı yıkıyor? Kötü bir espri, özenilmeden yapılmış bir iş, otobüste o kadar boş yer varken yanınıza oturup kolunu bacağını sizinkine yapıştıran teyze, hiç anlamadığı konular hakkında atıp tutan arkadaşınız sizde ortamı çığlık çığlığa terk etme isteği mi uyandırıyor? Evet, müşterisi olduğunuz banka, kendi hatasından dolayı 45 dakika kadar sizi telefonda o korkunç müziği dinletmek zorunda bıraktığında sinir krizi geçirmemenizi istemek haksızlık gibi duruyor. Hatta üstüne düşündükçe insanların sık sık öfke patlaması yaşamalarını doğal karşılamaya başlıyorsunuz belki de. Ama unutmayın ki duygularınızı kontrol edememenin hem size hem başkalarına zararı var. Öfkenizi içinizde tutamıyorsanız, dışarıdan yardım almayı deneyebilirsiniz; başka bir perspektif çoğunlukla işe yarar. BİLMEDEN ETMEDEN İNSANLARI YARGILAMAYIN İnsanlar genelde size göstermek istediklerini gösterirler. Yani birinin size durduk yere laf sokmasının belki de sizinle değil, tamamen onun kendi içinde yaşadığı üzüntü ve stresle ilgisi vardır. Bir düşünün çok samimi olmadığınız, ama bir şekilde aynı ortamda bulunmak zorunda olduğunuz o kişi, aslında kendiyle ilgili çözemediği bir sorunu olduğu için hıncını sizden çıkarmaya çalışıyor olabilir mi? Belki derdi o kadar büyük ki artık içinden taşıyor, hatta ucu size dokunuyor. Olamaz mı? Bizce olabilir. Bir dahaki sefere size uyuzluk eden şahsa misilleme yapmak yerine yardımcı olmaya çalışın, bakalım ne tepki verecek? ACIMASIZLIK ETMEYİN Etrafınızdakileri sizden uzaklaştıran davranışların en önemlilerinden biri acımasızlık ya da empati yoksunluğu. Buna özellikle, herkesin anonimlik maskesi ardına saklanıp sırf eğlencesine birilerini linç ettiği sosyal medyada bol bol rastlıyoruz. Sebebi her ne olursa olsun başkalarını incitme, sırtından bıçaklama, onlara karşı acımasız davranma insanı içten içe zehirleyen hareketlerdir. Diyeceksiniz ki, “ama o da belli bi’ kişiye/sınıfa/ideolojiye saldırdı!” Size ne? Bırakın ne derse desin. Onu incitmenizin ne size ne de ona faydası dokunacak. Kimseye zarar vermeye niyetli değilseniz bile kalbinizde biraz merhamete yer olsun. Ama Perihan Mağden sendromuna yakalanmamak için ölçüyü tutturmaya özen göstermek lâzım. YALAN SÖYLEMEYİN10 Buna goygoy yapmak da dâhil; son zamanlarda goygoy yapmaya kibarca “politik davranmak” da deniyor, o yüzden hatırlatalım istedik. Herkes öyle yapıyor olabilir, olsun. Birinin de yanlış yerde doğru olması lazım. Başarı merdivenlerini yalan ve karşınızdakine yaranarak daha hızlı çıkabilirsiniz, ama bu kimsenin aptal olduğu anlamına gelmez. Tıpkı sizin yalan söylemeyi seçmeniz gibi, belki de insanlar size güvenmeyi seçmişlerdir. Ya da belki onlar da bulundukları konuma yalan söyleyerek geldikleri için, yalan söylediğinizi görmezden gelmek istiyorlardır. Size güvenenleri hayal kırıklığına uğratmayı mı ya da bu tür bir samimiyetsizliğin bir parçası olmayı mı tercih ediyorsunuz? Yapmayın, etmeyin. KENDİNİZİ SAKLAMAYIN11 Gerçekte nasıl biri olduğunuzu herkesten saklarsanız, insanlar sizinle iletişim kuramaz ve daha da kötüsü sizi yanlış tanıyabilirler. Farklılarınızı göstermekten kaçınmayın. Kendinizi sudan çıkmış balık gibi hissederseniz, yüzecek başka bir nehir bulursunuz. Tarkan’ın da dediği gibi “Başkası olma, kendin ol. Böyle çok daha güzelsin.” İNSANLARIN SİZİ ONAYLAMASINI BEKLEMEYİN Hepimize denk gelmiştir örneğin güzel bir kız arkadaşınız -gerçekte güzel olduğunu bildiği halde- sürekli size çirkin olduğunu söyler, çünkü sizden beklediği ona aksini söylemenizdir. Arkadaşınız bunu onaylanmak için yaptığının farkında olmayabilir. Ama etrafındaki pek çok kişiye baygınlık geçirtiyor, kendisine nazikçe iletebilirsiniz. Çevrenizdeki insanların sizi onaylamaları, beğenmeleri için daimi bir çaba sarf etmek çok yıpratıcı. Zaten bu kadar kişi sizi sevecek, siz bu kadar insanla arkadaş olacaksınız da ne olacak? Düşününce bile yorulduk. Hayatımıza, mutluluğa daha geniş bir çerçeveden bakalım. MÜKEMMELLİYETÇİ OLMAYIN Bazen bazı insanlar mükemmeliyetçi oluşlarından şikâyet ederler, ama içten içe bu niteliklerinden de hoşnutturlar. Şimdi onlara kötü bir haberimiz var mükemmeliyetçi olmak çok havalı, takdir edilesi, ne bilelim böyle üstün zekâya işaret eden bir özellik gibi duruyor olabilir, ama gerçekte çok çok rahatsız edici bir huy. Muhtemelen arkadaşlarınız sizin bu özelliğinizden şikâyetçi oluş biçiminizdeki samimiyetsizliğin aksine büyük bir samimiyetle bundan rahatsız oluyorlar. Ayrıca insan varoluşunun kusurluluğunu düşününce manasız da. Hoşnut olmadığımız evimiz ya da sorunlar; yaşadığımız ilişkimiz; çaba ve zamanla daha iyi hale gelebilir, ama hiçbirimiz hiçbir zaman mükemmel olamayız. MİLLİYET Yayınlanma Tarihi 09 Şubat 2020 Pazar, 1845 Güncelleme Tarihi 30 Aralık 2014 Salı, 1236
quoteOrijinalden alıntı ByMeanMachine Hayatta hiçbir şey kafaya takacak kadar değerli değilmiş bunu öğrendim..Geçmişte olan olumsuzluklardan ders çıkarıp bir daha yapmamak önemli olan. +1 başlık sakat normal bi adam getirsek ps/2 resmindeki bi problem görmez resmin ne için konduğunu okur anca öyle yorum yapabilir herhalde. quoteOrijinalden alıntı Miasmus olmaz dimi bişey pc ye? D bence at çöpe hocam..o yamukluk ne demek yaa...sırf o yamukluk var diye samsung koca fabrikayı kapattı...oyun oynarken aşırı ısınır nete girerken falan bağlantı kesilme hatası verir ...kalvye kısımlarında aşırı ısınma oluyormu sol ust bolgede elle kontrol et QWAS HARFLERİNİN BULUNDUGU KISIMI ELLE ????? Bu, yani isteyince kafaya takmama olayı isteyince tak diye olucak bişi değil... bende eskiden daha fazlaydı ama şimdi baya bi aza indirdim... bir çok faktör bence bunu etkileyen... çocukluğunuzun nasıl geçtiği , ne kadar meşgul olduğunuz , kendinize ne kadar güvendiğiniz , sorunlara nasıl tepki veripp bünyenizi bu sorunlara karşı nasıl alıştırdığınız vs.. bence hepsi etken... hepsini tek tek gözden geçirmek ve değişim içine girmek gerek.. soyut konuşuyorum kusura bakmayın ama tek bi örnek dar bi kalıba sokmak gibi olur bunu... hala kafaya takma olayı bende de bi nebze var ama açık sölyiyim önemsiz şeyleri günlerce kafaya takmak salaklığın ta kendisi... çağımızda güçlü insan umursamayan insandır... kafya takan insan zayıftır bir çok alanda da başarılı olması zordur... tabi bu bencillik olarak algılanmasın... örnek vermek gerekirse 1-2 örnek veriyim.. ben hukuktan mezun oldum 6 senede... 5 senede biter diye düşünüyodum fakat okul hiç beklemediğim bi halde 6 ya uzadı ve gerçekten şok oldum ... çok şaşırdım... ama üzülmedim ağlamadım .. sınavım kötü geçmişti ve o gün 6 ya uzayacağını anladım... eve gittim .. telimi de kapatmadım.. abartmıyorum 10 dk evde durdum durmadım... tenis raketimi ve toplarımı alıp tenis kortuna gittim ve saatlerce tenis oynadım... buna isterseniz takmamak ..isterseniz bi kaçış diyin ama inanın bana evde oturup teli kapatıp bunalım takılmaktan kat kat daha iyi ve faydalı birşeydi bu benim yaptığım... bünyenizi nasıl alıştırırsanız öyle gider diye düşünüyorum .. diğer bi örnek ise oturduğum sitede muhabbettlerinden hoşlanmadığım düşünmeden konuşan işi gücü dalga olan bi grup var ve zamanında bunlarla samimi olarak büyük bi hata yaptım ama uzun zamandır araya mesafe koydum ve şimdi adamlar bana gereğinden fazla yaklaşamıyolar... etrafınızdaki inbsanları arkadaşlarınızı çok dikkatli seçin... enejinizi tüketenlerle geçzip dolaşmayın... sizi dinleyen ve anlayanlarla dolaşın .. """Dünyaya hükmedebilirsiniz beyninize asla"""" pakize suda nın bir makalesinden Kafaya taktığınız şeyle uğraşmak bence en iyi çözüm. Benim kafaya taktığım birşeyler vardı. Elimden geldiğince uğraştım. Sadece birşey kaldı. Onunla da uğraştıkça kafam dağılıyor ama uğraşamazsam kafayı yiyorum. Sevgili arkadaşım aynı durumdan bir zamanlar bende muzdariptim. Hatta okadar ileri bir safhadaydımki tırnak yeme gibi rahatsız edici bir durumum vardı. Bu durumdan bir pisikiyatris tarafından kurtuldum. Sanada tavsiyem budur. Reloxol ve rixper adında iki ilaç verdi 9 ay kullandım ve rahatladım artık herşeyi sorun etmiyorum. Huzurum yerinde ani anlıycan. Doktor tavsiyesi dinle. KvM quoteArklar babam bana ateist ol iyileşçeksin dio artık buraya kadar geldik yani bu ne demek Senin yanında seni anlayan birilerine ihtiyacın var sana bir 21 olmasına karşı bu konuda gerçekten deneyimim kafaya herşeyi takar hep mutsuz kötü durumlara kıyısına kadar geldim aklımın artık istemsiz olarak birşeyleri unutmaya başladığını ve böyle biraz daha iyi hissetiğimi yol bana çare gibi süre sonra artık eskisi gibi olmadığımı süre çok uzun sürdü ama en sonunda normale döndüm ama şimdi bakıyorum da değmezmiş hiçbirşey için bu kadar oldum saçlarım an ki aklımda olsaydım kimsenin beni bu kadar üzmesine izin en değerli varlığı düşünmüyorsanız kimse sizi düşünmez duyduğunuz saygıdan fazlasını başkasına birşey sizden değerli bunu öğrendim ben dediğim gibi çok ağır an atlattım diyorum fakat kendimi yaşlanmış gibi durumun tek çözümü boşver demeyi öğrenmektir aklınızda başta zorlanırsınız ama zamanla böyle düşünceler gelince,başka birşey düşünmeye çalışın. senin durumuna gelirsek sende büyük ihtimalle obsesif bozukluk psikoloğa gitmen olursa tedavisi de zor almamaya insanı gerçekten durumu psikoloğunla birlikte ilaçsız olarak çözebileceğine aralar çok tek başına dışarı git bir yerlere kafanı konuda en önemli yardımcılarından biri spordur bunu kesinlikle ciddiye al. Hiç birşey için kendini üzmeye değmiyor inan ki gitsin olucak olanlar zaten olucak sen bunları değiştirmezsin. ya burdaki insanların çoğu başına gelen kötü bişeyi kafaya takıyor o yüzden mutsuz durumum daha vahim heralde ben cok aptal cok saçma şeyleri kafaya takıyorum nedense ve o şeyi aklımdan uzaklaştıramıyorum bilgisayarda klasörlerin resmlerin karmakarışık olması gibi bişeyi kafa taktımmı aylarca aklımdan uzaklaştıramıyorum mutsuz konuşurken arkadaşlarımla beraberken falan hiçbişeyim kalmıyor bunlar aklıma gelmiyor fakat yalnız başıma kaldımmı bu düşünceler kafamı yiyip bitiriyor beni mutsuz hepimizin küçüklüğünde olmuştur bazı istemeden kötü sözler söylerdik içimizden yatmadan önce sora allam töbe töbe allam töbe töbe aklıma girmiş töbe töbe deriz yinede aynı lafı içimizden söyler yine töbe töbe derdik işte bende bu durumun baya ilerlemiş hali var ne kadar düşünmemek unutmak istesemde o şey aklıma giriyor son bikaç bu durumu yaşamış bazı arkadaşlar güzel tavsiyeler vermişler hepsini uyguluycam yeni tavsiyeleri olan varsada bekliyorum bendede var hemde olumsuz kafam cok mesgul quoteOrijinalden alıntı KvM Arkadaşlar dediğimizi şey OKB hastalığıdır bu herekzde takıntı vardır fakat hastalığa dönüştümü ki dünyadaki hastalıklardan en zor yenilendidir. Ben OKB Bir çeşit takıntı hastalığı olan psiko. geçen ruh hastasıyım . Doktorlar daha şiddetlenirse hasteneye yatırılcağımı söylediler ve ben intiharı bile düşüntüm Ne zamandan beri OKB pençesindesin ? Takıntılar aklına-hayaline gelmedik şeylerden türeyebilir,sadece din açısından olduğunu düşünüyor olman bile bir takıntı... Şunu sakın ama sakın unutma; sen kesinlikle deli falan değilsin ! Nasıl ki depresyon bir ruh hastalığıysa OKB de bir ruh hastalığı. Malesef uzun yıllar sürebiliyor. İlaç ve terapiyi hiç aksatmaman gerekiyor. İntiharı bile düşündüm dediğine göre çareyi aramakta geç kalmışsın sanırım... Tekrar söylüyorum deli falan değilsin !! Bendede kafaya takma mevzuzu çoktu. Örnek vermek gerekirse Arkadaşımla kavga edeyim haklı olayım veya kavgayı günlerce kafaya için,Futbol oynarım kafaya takarım diğer sosyal hobilerimle uğraşırım kafaya neden kavga ettim benmi suçluyum yoksa omu vb......... Yani kısaca pireti deve büyütürüm. En sonunda Arkadaşımın tavsiyesiyle Psikiyatriye ilaç 10 dak anlattım ama hiçbir yorum yapmadı,Sadece iş beyinde biter kafaya fazla takma dedi. Bu ilacı kullan dedi quoteOrijinalden alıntı minimalist KvM quoteArklar babam bana ateist ol iyileşçeksin dio artık buraya kadar geldik yani bu ne demek Senin yanında seni anlayan birilerine ihtiyacın var Allah yardımcın olsun. Ateist quoteOrijinalden alıntı Adınıza sevindim """Dünyaya hükmedebilirsiniz beyninize asla"""" pakize suda nın bir makalesinden link varmı? kafaya takmakla birebir örtüşen bir durum var; kıskançlık. bu ikisi kesinlikle alakalı. evet, kıskancımdır oldukça. ve birini kıskandığım zaman onu aklımdan çıkaramamak, kafaya takmak lanettir resmen. bu arada, konuyu aylar öncesinde açmıştım, cevaplayanlara teşekkür ediyorum.
hiçbir şeyi kafaya takmamak için ilaç